top of page
Yazarın fotoğrafıMustafa Bayram

Bir Covid-19'lunun Günlüğü 2

Güncelleme tarihi: 23 May 2021

Bölüm 2



Ambulans hastaneye vardığında kendimi gündüz saatlerce beklediğim Covid-19 Polikliniği gözetim kabininde buluyorum. Sedyede oturup yeniden bekliyorum. Bir süre sonra ismim söyleniyor. Kalkıp gidiyorum ve tekrar damar yolu açılıyor. Sonrasında sedyede beklemeye devam ediyorum.


Bir görevli olduğum kabine doğru geliyor. ''Geçmiş olsun, şimdi servise çıkalım.'' diyor. Asansörlere doğru ilerliyoruz. Asansörün bir köşesinde ben, diğer köşesinde görevli duruyor. Asansördeyken görevlinin maskesinin ipleri kopuyor. ''Bizimde hastalığı kapmamız yakındır'' diyor. Görevliye hasta yoğunluğunu soruyorum. Son günlerde hasta sayısında artış olduğunu söylüyor. Asansörün kapısı açılıyor ve görevli, servis hemşirelerinin olduğu bankoya yatış evraklarımı bırakıyor. Hemşire odamı gösteriyor.





Odaya yerleşiyorum ve yatağa uzanıyorum. Günün yorgunluğu daha da üzerime çöküyor. Kapım tıklanıyor. Hemşire, ''Maskenizi takar mısınız?'' diyerek bir süre bekliyor. Maskemi taktıktan sonra odaya giriyor. Geçmiş olsun, diyor. Tedaviyi kabul ettiğime dair evrakları imzalatıyor. Ateşimi ölçüyor, tansiyonuma bakıyor ve odadan çıkıyor. Biraz sonra EKG (elektrokardiyogram) cihazıyla geldiğini görüyorum. Tedaviden önce kalp grafimin çekilmesi gerektiğini söylüyor.


Kalp grafim çekilirken görevlilerin ekipmanlarına bakıyorum. Yüzlerinde tıbbi gözlük var ve gözlüklerdeki buğulanma gözüme çarpıyor. Yaşadıkları zorlukları anlıyorum.


Tedavim için ne gibi bir prosedür izleneceğini soruyorum. Hapım ve iğnem olduğunu söylüyor. "Tedavi deneysel, değil mi?" diye soruyorum. Deneysel olduğunu söylüyor. Bildiğim şeyi onaylatmakla ne elde edeceğimi ben de bilemiyorum ama yine de soruyorum.

Elektrotları söküyor ve odadan çıkıyor.


Biraz sonra kapım tekrar açılıyor. Hemşire hanım elinde ilaçlarla ''Bunu alın, ateşiniz için hem rahat uyursunuz'' diyor. Bu ilacı da sabah yemekten önce aç karına alın, diye ekliyor. Tek tablet ilaca baktığımda mide koruyucu özelliği olduğunu görüyorum.


Bir süre sonra uykuya dalıyorum.



14 Ağustos 2020 Cuma


Sabah saat 06.40 civarında uyanıp ilacımı alıyorum. Saat 07.20 gibi kapıma vuruluyor ve "Kahvaltı" diye sesleniyor görevli. Maskemi takıyorum. Kapının önündeki sehpaya bırakılan kahvaltıyı alıyorum. Hala kendimi iyi hissetmiyorum. Canım hiçbir şey istemiyor. Sadece meyve suyu ve ekmekten yemeye çalışıyorum. Birkaç lokmadan sonra bırakıyorum.

Yatağa uzanıyorum. Bir süre sonra kapı tekrar tıklanıyor ve maskemi takıyorum. Temizlik görevlileri de'' Geçmiş olsun'' diyor. Onların da koruyucu elbise, maske ve gözlüklerle olduğunu görüyorum. Nasıl olduğumu soruyorlar. Maskeden dolayı mimiklerini göremeseniz de seslerindeki sıcaklığı ve yüzlerindeki tebessümü hissediyorsunuz. Odamı temizleyip dezenfekte ediyorlar. Çıkarken yine içtenlikle ''Bir şeye ihtiyacınız var mı?'' diye soruyorlar. "Her şey için teşekkürler, kendinize iyi bakın" diyorum. Kendimi biraz olsun iyi hissediyorum.







Saat 11.30'ta gelen hemşire ateşimi ölçüyor ve pulse oksimetreyi (hastaların kan gazındaki oksijen seviyesini ve nabzını ölçmeye yarayan medikal cihaz) parmağıma takıyor. Tüm değerlerimin normal olduğunu söylüyor. 2 adet hap veriyor. Yemekten sonra ikisini de almam gerektiğini söylüyor ve koluma iğne yapıyor.


Gün içinde ailemle görüntülü konuşuyorum. Herkes iyi olduğunu söylüyor. Evet, hepsi iyi gözüküyor ve biraz olsun içim rahatlıyor ama yine de endişelenmekten kendimi alamıyorum.



15 Ağustos 2020 Cumartesi


Güne hastanedeki kahvaltı ile başlayıp temizlik, ateş/kan gazı ölçümleri ve ilaç gibi rutinlerle devam ediyorum. Ailem görüntülü arıyor. Nasıl olduklarını sorduğumda küçük oğlum Tarık'ın dün gece hastaneye kaldırıldığını öğreniyorum. En başta inanamayarak "Dalga geçmeyin, şaka, değil mi?" diyorum. Şaka değil, diyorlar. Dün gece ateşinin yükseldiğini, iyi görünmediğini ve bu yüzden 112'yi aradıklarını söylüyorlar. Aynı katta bulunduğumuzu öğreniyorum. Dün gece neden aramadıklarını sorduğumda yapabilecek bir şeyim olmadığını ve beni endişelendirmek istemediklerini söylüyorlar.


Maskemi takıyorum. Odadan koridora çıkıyorum. Bankodaki hemşireye sesleniyorum. "Oğlum Tarık dün gece buraya getirilmiş" diyorum. Onaylıyorlar ancak göremeyeceğimi söylüyorlar. Durumunun iyi olduğundan bahsediyorlar. Odama geri dönüp oğlumu arıyorum. İyi olup olmadığını soruyorum. Yorgun olduğunu ve başının ağrıdığını söylüyor. Damar yolundan ilaç verdiklerini ve bu ilacın midesini bulandırdığını öğreniyorum. Kendimi kötü hissediyorum. Aramızda 4 oda var. Bana yakın ama bir o kadar uzak.



16 Ağustos 2020 Pazar


Hastanede her şey aynı rutinle devam ediyor. Oğlum Tarık'ı arıyorum. İyi olduğunu söylüyor. ''Dün kötüydüm, tüm günü uyuyarak geçirdim.'' diyor. Annemi arıyorum, sesi iyi geliyor. Ailemle görüşüyorum. Eşim, oğlum ve kızım iyiler. Vakit bu şekilde ilerliyor.

Saat 23.00 civarı kapı açılıyor. Bir görevli hasta yatağını odama getirmeye çalışıyor. Şaşırıyorum. Yatağın arkasından oğlum Tarık içeri giriyor. Baba oğul artık aynı odadayız.


Görüntülü olarak ailemi arıyorum. Oğlum yanımda. Aileme "Nasılsınız" diyorum. İyi olduklarını söylüyorlar. "Bakın yanımda kim var?" diyorum şaşırma sırası onlara geçiyor.


Saat 00.00 civarında kapımız açılıyor. Gelen hemşire rutin kontrol, ölçümler ve ilaç saati olduğunu söylüyor. Oğluma damar yolundan yine ilaç verilecek. Oğlum bu ilacı aldığında kustuğunu söylüyor. Hemşire yavaş yapacağını söylüyor. İlacın hızlı verildiğinde kusmaya sebep olabileceğini söylüyor.


Günlerimiz 19 Ağustos Çarşamba gününe kadar aynı rutinde devam ediyor. Bazen ateşimiz yükseliyor. Bazen kendimizi çok iyi hissediyoruz. Oğlum iyi olup olmadığımı sorduğunda "İyiyim" diyorum. "Baba rengin bembeyaz, nasıl iyisin?" diyor. "İyiyim işte, belki ışıktandır" diyorum.





19 Ağustos 2020 Çarşamba


Doktorum geliyor. Beş günlük ilaç tedavimin sona erdiğini ve test için sürüntü alacaklarını söylüyor. Test sonucuna göre taburcu olacağımı ya da tedavide ikinci aşamaya geçeceklerini söylüyor. Gece 22.00'de e-nabız üzerinden test sonucuma ulaşıyorum.

Büyük bir mutlulukla sonucumun negatif olduğunu görüyorum.



20 Ağustos 2020 Perşembe


Saat 13.00 gibi hemşire geliyor ve nihayet damar yolumu çıkarıyor. Ambulansın geldiğini ve taburcu olacağımı söylüyor. Oğlum için de ayrıca ambulans geleceğini söylüyor. Bir görevli eşliğinde ambulansla eve dönüyorum. Bir saat sonra oğlum da eve geliyor. On dört gün daha karantinadayız. Ailemizden ayrı, çatı katındaki kullanılmayan dairemizde izole oluyoruz.



4 Ağustos 2020 Cuma


Artık karantinamız da tamamen bitmiş bulunuyor ve oldukça da sağlıklıyız. Tedaviyi erken almamız sayesinde daha büyük bir sıkıntı yaşamadan bu süreci atlatmış olduk.


Hastanede bulunduğumuz bu sürede herkesin güler yüzü ve sıcak oluşu hastalığımızı daha katlanılır hale getirdi. Bunun için başta Balıkesir Şehir Hastanesi personeli olmak üzere diğer tüm doktorlara, hemşirelere ve sağlık görevlilerine teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız.



Yazının birinci bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.


Comments


bottom of page