Herkese merhaba!
Bildiğiniz gibi YKS sonuçları açıklandı ve fakülteler hakkında araştırma yapma zamanı başladı. Ben de kendi tercih dönemimde Pamukkale Tıp Fakültesi'ni araştırırken zaman zaman sistemi karışık bulduğumu ve aklımda net bir şekilde oturtamadığımı hatırlıyorum. Bu yüzden üniversitemize gelmek isteyen ve kafa karışıklığı yaşayan kişiler için bu yazıyı yazmak istedim. Her şeyin net bir şekilde aklınızda oluşmasını istediğim için yazıda birçok detaya yer vermeye çalışacağım. En sonda da bana göre fakültemizin artılarından ve eksilerinden bahsederek bitireceğim. Keyifli okumalar!
Fakültemiz, ilk başta Dokuz Eylül Üniversitesine bağlı olarak 1987 yılında açılmıştır. Daha sonra 1992 yılında Pamukkale Tıp Fakültesi adıyla günümüze kadar gelmiştir ve şu anda Denizli'nin Pamukkale ilçesindeki Kınıklı Yerleşkesinde yer almaktadır.
Eğer fakültemizin öğrencisi olursanız içinde bulunacağınız PDÖ (Probleme Dayalı Öğrenim) Sistemi ise 1999-2000 yılında uygulanmaya başlamıştır.
Peki bu PDÖ ya da diğer adıyla aktif eğitim sistemi ne?
PDÖ hakkında genel bir tanımlama yapmak gerekirse bir eğitim yönlendiricisi eşliğinde çeşitli hastalık senaryolarını tartışıp sonrasında öğrenme hedefleri çıkardığınız ve bu hedefleri 12-13 kişilik küçük gruplarda arkadaşlarınıza ve yönlendiricinize anlattığınız sistem diyebiliriz. Bu sistem daha çok öğrenci temellidir. Şimdiye kadar alıştığımız sadece öğretmenin anlattığı, öğrencilerin not alıp dinlediği sistemden farklı olarak öğrenciler de araştırma yapıp bunları paylaşır.
Böylece eğitime öğrencilerin katılımı sağlanarak aktif bir öğrenme olması hedeflenir.
Konular senaryolar üzerinden tartışılıp öğrenildiği için dönem 1'de gördüğünüz bir konu farklı bir açıdan dönem 2'de ya da farklı dönemlerde de ele alınarak bilginin taze kalması da amaçlanır. Yani PDÖ sistemi aynı zamanda spiral bir sistemdir.
Bu şekilde anlatıldığında aktif eğitim sistemi karmaşık gibi görünüyor ve uzun yıllardır alıştığımız sistemden farklı olduğu için de biraz soyut kalıyor. Bu yüzden bu kısımda bizim Pamukkale Tıp Fakültesi'nde bu sistemi nasıl yürüttüğümüzden bahsetmeye çalışacağım.
Öncelikle bir dönem (tıp fakültelerinde dönem bütün bir eğitim yılını kapsar) 4 bloktan oluşmaktadır. İlk 2 blok güz yarıyılını, son 2 blok bahar yarıyılını kapsar.
Bloklar yaklaşık 2 ay sürer ve her bloğun sonunda BSD (Blok Sonu Değerlendirmesi) denilen bir sınav olur.
Bloklar entegre sistemdeki komite, blok sınavları da kurul sınavları gibi düşünülebilir.
Bloklar da kendi içlerinde genelde 4 modülden oluşur. Her modül 2 haftalık bir süreyi kapsar ve modüllerin işleyişi şu şekildedir:
İlk hafta pazartesi günü PDÖ oturumunda modül senaryosu ile başlarsınız. Bu senaryoda bir hasta vardır ve çeşitli semptomlarla gelir. Yönlendiriciniz sizi hastalıkla ilgili uygun hipotezleri çıkarmanız için yönlendirir. Senaryo ilerledikçe doğal olarak bilmediğiniz şeyler olduğu için bazı öğrenme hedefleri çıkarırsınız. İlk hafta cumaya kadar olan diğer günlerde öğrenme hedeflerinize yönelik olarak sunumlar, laboratuvar dersleri, mesleksel beceri dersleri vb. dersler alırsınız.
Cuma günü geldiğinde bir PDÖ oturumu daha olur ve 12-13 kişilik grubunuzla birlikte derste işlediklerinizi ve kendi araştırdığınız notları yani öğrenme hedeflerini anlatırsınız. Yine bugün de bir senaryo vardır, hastanın durumunu takip eder ve en sonda yine öğrenme hedefleri çıkarırsınız.
İkinci haftaya geldiğinizde perşembe gününe kadar yine sunum, laboratuvar, meslekseller alırsınız ve perşembe günü modülün son PDÖ oturumuna katılırsınız. Burada yine öğrendiklerinizi tartışır ve en sonda yine bir senaryoyla hastanın durumunu sonucuna bağlamış olursunuz. Son PDÖ oturumunda öğrenme hedefi çıkartılmaz.
İkinci haftanın cuma günü modülün son günüdür. Bu yüzden MSD (Modül Sonu Değerlendirmesi) denen bir sınava girersiniz.
Böylece bir modül biter ve haftaya pazartesi sonraki modüle geçersiniz derken bu şekilde devam eder.
2 ayın sonunda yani 4 modül bittikten sonra yukarıda bahsettiğim blok sınavı (BSD) gelir. Blok sınavında 2 ayda gördüğünüz tüm konulardan sorumlu olursunuz ve her modülden soru gelir.
Blok ve modül sınavları çoktan seçmelidir. Modül sınavları 50 sorudan, blok sınavları 100 sorudan oluşmaktadır.
Blok sınavının olduğu hafta mesleksel beceri sınavı, uygulama sınavları ve sosyal sınavı da olursunuz.
Mesleksel sınavında mesleksel becerilerde görmüş olduğunuz konulardan sorumlu olursunuz. Örneğin kan alma, sonda takma, tansiyon ölçümü, cpr gibi. Bunları maket üzerinde uygularsınız ve basamakların doğruluğuna göre değerlendirilirsiniz.
Uygulama sınavlarında blok içinde aldığınız laboratuvar derslerinden sorumlu olursunuz. Bu sınavlar genelde zilli sınavlardır. Çeşitli duraklar, bu duraklarda da sorular bulunur. Soruları zil çalana kadar cevaplamanız gerekir. Zil çaldığında öbür durağa geçmeniz gerekir. Durak sayısı ve soru sayısı değişkenlik gösterir. Sorular klasiktir.
Sosyal sınavında blok içerisinde aldığınız Tıbbi Etik, Tıp Tarihi, İletişim Becerileri, Biyoistatistik gibi derslerden sorumlu olursunuz. Genelde 20 soruluk bir sınavdır. Çoktan seçmelidir.
Tüm bu sınavların yıl sonu notuna etkileri farklı farklıdır. Bu yüzdeler aşağıdaki gibidir:
Blok Sonu Değerlendirmesi (BSD) %30
Modül Sonu Değerlendirmesi (MSD) %15
PDÖ Oturumlarının Değerlendirmesi %10
Uygulama Sınavları %5
Mesleksel Beceri Sınavları %5
Sosyal Sınavları %5
Final %30 oranında katkı sağlar.
Yıl sonu not ortalamasının 90 ve üzeri olması durumunda öğrenci final sınavına girmeden üst sınıfa geçmeye hak kazanır.
Sınıf geçme notu ise 65'tir.
Final sınavı 2 oturumdan oluşur. Her oturumda çoktan seçmeli 100 soru, toplamda 200 soru vardır ve tüm senenin konularını içermektedir. Final sınavı için 50 barajı vardır. Yani bir üst sınıfa geçebilmek için finalden en az 50 puan alınması gerekmektedir.
PDÖ oturumlarının değerlendirilmesi ise yıl içerisindeki PDÖ oturumlarına katılımınıza ve aktifliğinize göre eğitim yönlendiricilerinizin size verdiği puanlardır.
Sonuçta özetlemek gerekirse yıl içinde birçok sınav olduğu için özellikle sene sonuna doğru sizi yoran bir süreç oluyor. Çünkü 2 haftada bir sınav olmak gerçekten ciddi bir tempo. Ayrıca PDÖ oturumlarına hiç çalışmadan gittiğinizde anlatacak bir şeyiniz olmadığı için ve konuşulan konulara uzak kaldığınız için kötü hissedip sıkılma ihtimaliniz olabiliyor. Bu yüzden bu sistemde düzenli çalışmak önemli diyebiliriz.
Ancak yine de kendi adıma bu sistemi sevdiğimi ve mantıklı bulduğumu söyleyebilirim. Çünkü eğitimde kullanılan senaryolar çok sık karşılaşılan hastalıklardan seçiliyor ve konuyu öğrenirken neden öğrendiğinizin, öneminin ne olduğunun farkına varıyorsunuz. Ayrıca senaryolar sanki daha erken bir şekilde klinikle tanışmış gibi hissetmenizi sağlıyor. Birçok kişi ilk senaryodan çıktıktan sonra cidden doktor gibi hissettiğini söylüyor :))
Sistem spiral olduğu için unuttuğunuz bir konu tekrar karşınıza çıktığında onu yeniden çalışıp bilginizi tazeleme imkanı buluyorsunuz. Çok fazla sınav olduğu için bir iki sınavdan düşük alsanız bile diğerlerinin onu dengeleme olasılığı oluyor.
Yani sistemin artılarının ve eksilerinin aslında çok iç içe olduğunu ve bakış açınıza, kendi kişiliğinize göre size iyi ya da kötü geleceğini söyleyebilirim.
Yazımı daha fazla uzatmadan ve sizleri de sıkmadan yavaş yavaş noktalıyorum. Fakültemizin olanaklarından ve sosyal yanından diğer yazımda bahsedeceğim. Herhangi bir sorunuz olursa yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.
Umarım bu yazım sizin için faydalı olmuştur ve okumaktan keyif almışsınızdır.
Sonraki yazımda görüşmek üzere!
''Pamukkale Tıp Fakültesi Olanakları'' adlı yazımda fakültenin fiziki şartları, yurtlar, apart fiyatları ve şehir gibi konulara değindim. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz.
Comments