İyisiyle kötüsüyle bir sınav yılını daha geride bırakmış olan herkesi kutlayarak yazıma başlamak istiyorum. Sınava hazırlık, sınav ve sonrasında sonuçların açıklanması derken her birinin kendine has stresi olan dönemler nihayet geride kaldı. Şimdi sırada tercih dönemi bulunuyor ve ben de bu yazımda tıp tercih etmek isteyenlere dikkat etmelerinde fayda olabilecek noktaları anlatmaya çalışacağım.
Mezuna mı kalayım yoksa tercih mi yapayım diye düşündüğüm dönemde birçok kişi bana "Zaten tıp yazacaksın. Tıp, tıptır fark etmez." demişlerdi. Ancak nereyi yazacağıma karar vermeye çalışırken aslında bu görüşün çok da doğru olmadığını gördüm.
Tabii ki sonuç olarak temel tıp dersleri alıyorsunuz ve 6 senenin sonunda aynı konuları işlemiş olacaksınız. Ancak bu konular işlenirken farklı yollar izleniyor. Genellikle entegre sistem ya da daha çok bilinen adıyla komite sistemi kullanılsa da probleme dayalı öğretim uygulamasını kullanan fakülteler de bulunuyor. Ayrıca sistemleri aynı olsa da sınavların uygulanmasında ve müfredatlarda farklılık bulunabiliyor. Bu yüzden tercih listenize aldığınız fakültelerin eğitim sistemlerinin ve sınav uygulama tarzlarının nasıl olduğu gibi konuları mutlaka araştırın.
Tercih döneminde karşıma çıkan ama ne olduğuyla ilgili pek fikrimin olmadığı bir diğer konu ise akreditasyon belgesiydi. UTEAK (Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu) tarafından verilen akreditasyon belgesi, fakültenizin belirli kriterleri taşıyıp taşımadığı değerlendirilerek verilir ve tıp eğitimi veren fakültelerin kalite standardını sağlamayı amaçlar. Belirli aralıklarla yenilenmesi gereken bir belgedir.
Ancak burada bir parantez açmamız gerekirse akreditasyon başvurularını belirli bir süre eğitim vermiş fakülteler yapabiliyor. Yani yeni açılan bir fakülteyi yazmayı planlıyorsanız akredite olmasını beklememelisiniz.
Tıp fakültelerinde teorik derslerin yanı sıra laboratuvar ve mesleksel beceriler dersleri de bulunuyor. Bu yüzden yazmayı düşündüğünüz fakültelerin öğrencilere yetecek dersliklerinin ve laboratuvarlarının bulunması, laboratuvarlardaki araç gereçlerin herkese yetecek kadar olması önem taşıyor.
Araç gereçleri biraz daha açmam gerekirse anatomi laboratuvarında kullanılan maketler ve kemikler örnek olarak verilebilir. Ayrıca anatomi derslerinde fakültenizin kadavrası varsa onlar üzerinden de konu anlatımı yapılıyor ve bence yeterli kadavraya sahip olmak bir tıp fakültesi açısından oldukça önemli. Çünkü maketler her ne kadar öğrenmeyi kolaylaştırsa ve oldukça faydalı olsa da tam olarak gerçeği yansıtamıyor. Bu nedenle listenize aldığınız fakültelerin maket ve kadavra yeterliliğini mutlaka kontrol edin.
Materyal konusuyla ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer şey de mikroskopların yeterliliği. Genelde her fakültede 2 öğrenciye 1 tane düşecek kadar mikroskop bulunuyor ve laboratuvar dersleri uzun olduğu için bu gayet yeterli bir sayı. Ancak 4-5 öğrenciye 1 mikroskop düşmesi de yine yeterli olacaktır.
Tıp eğitiminde 4. sınıftan itibaren hastanede çalışmaya başladığınız için fakültenizin kendine ait hastanesi olması da dikkat edilecek başka noktalardan. Bazı fakültelerin yeni açılmış olması ya da başka sebeplerden dolayı hastaneleri bulunmuyor. Bu yüzden başka hastanelerle anlaşarak sorunu çözmeye çalışıyorlar. Sonuç olarak eğitiminiz aksamıyor ancak ulaşım konusunda sıkıntı yaşayabilecek olmanız fakülte ve hastanenin yan yana konumlandığı durumu daha avantajlı kılıyor.
Tıp fakültesi ve hastanenin konumundan bahsetmişken kampüs yaşantısına da değinmekte fayda var. Bazı tıp fakülteleri üniversitenin ana yerleşkesinden farklı bir yerde konumlanmış oluyor. Böyle bir fakülteyi tercih ettiğinizde üniversitede kampüs hayatı yaşayamamış oluyorsunuz ve benim düşünceme göre liseden ya da dershaneden farklı bir yerde olduğunuzu hissetmek adına tıp fakültesinin ana kampüste olması küçük bir detay da olsa önemli.
Tıp fakültelerinin genellikle kendine ait yemekhanesi, kütüphanesi ve kulüpleri bulunuyor. Bu yüzden benden farklı olarak kampüs hayatının önemli olmadığını düşünen kişiler de var. Kampüs hayatının buradaki faydaları çok farklı kulüplere katılarak kendinize yeni özellikler katmak, yemek yiyebilecek daha çok seçeneğinizin olması ve ders çalışabilecek daha çok yerinizin olması olarak gösterilebilir.
Kitapları ve kütüphaneleri seven biri olarak tercih edeceğim fakültelerin kütüphanelerine de bakmaya çalışmıştım. Bunu iyi ki de yapmışım. Çünkü tıp fakültesi kaçınılmaz şekilde ders çalışmayı gerektiren bir yer ve gerek kaynakları kullanmak için gerek çalışma motivasyonunuzu arttırması için kütüphaneyi çok sık kullanıyorsunuz. Kütüphanede çalışmayı çok tercih etmeyen arkadaşlarım bile dönem dönem burada çalışıyorlar.
Kütüphane ile ilgili dikkat etmeniz gerekenler ise basılı ve dijital ortamdaki kaynaklarının varlığı ve açılış kapanış saatleri. Birçok fakültede kütüphaneler 7/24 açık olmasına rağmen farklı uygulamaları olan yerler de olduğunu gözden kaçırmayın.
Birçok öğrencinin aklında yurt dışına çıkma, değişim programlarına katılma gibi fikirler oluyor. Çeşitli değişim programları bulunmakla beraber her üniversite her programı uygulamıyor veya yönetmelikleri farklılık gösterebiliyor. Eğer sizin de aklınızda böyle bir programa katılmak varsa tercih listenizde bulunan üniversitelerin sunduğu programları ve bunların şartlarını araştırmayı ihmal etmeyin.
Tercihler yapılırken hazırlığının bulunup bulunmamasına bağlı olarak 6-7 yıl yaşayacağınız yeri de seçtiğiniz için şehrin özelliklerini ve olanaklarını da araştırmakta fayda var. Şehrin ulaşımı, gezip görebileceğiniz yerleri, kafeleri ve restoranları, kültürel etkinlikleri, öğrenciye karşı tutumu, apart ve yurt imkanları, pahalı ya da ucuz olması gibi özelliklerini araştırabilirsiniz. Ayrıca her yıl bu dönemlerde öğrenci dostu şehirler sıralaması açıklanıyor ve bu listeye bakarak gitmeyi düşündüğünüz şehirlerle ilgili genel bir fikir edinebilirsiniz.
Yazım burada sona eriyor. Her tıp fakültesinin kendine has özellikleri olduğunu anlatmak ve size önceliklerinizi belirleyerek tercih yapmanızda yardımcı olabilecek bir yazı olması için çabaladım. Umarım faydalı olmuştur.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!
Kapsamlı ve güzel bir yazı olmuş.:)