Yeni Başlangıçlar Mevsimi
- Mustafa Bayram
- 15 Oca 2024
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 16 Oca 2024
2023 yılına veda ve hoş geldin 2024.
Yeni yılın ilk günü sabah saatleri. Ülkemiz insanı ve kendi hayatımızın her alanında zorlu ve sıkıntılı geçen bir yılın ardından aklıma düşenler...
2024 ülkemiz insanı ve kendi özelimizde ''Yeni başlangıçlar mevsimi'' bir mucizeler yılı olur mu?

Evet bu başlık hem kendim, ailem ve ülkemiz içindi. 2020 yılında pandemi sürecinde pandemi kaynaklı sağlık sorunları yaşamıştık. Ailenin farklı illerde yaşayan bireylerinin eve dönüp sıkışıp kalması da cabasıydı. Ailece hayata olumlu tarafından bakma, zorlukları ve bu sıkışmışlığı aşma adına dijital mecraya atılıp yazmaya başladık. Her doğan güneş ailemiz adına yeni bir gün, yeni başlangıçlar, yeni düşler, hayaller ve umuttu.
Peki hala aynı noktada ve düşüncelerdemiyiz? Bu soruya evet demek isterdim. Maalesef amalardan hoşlanmasamda, ailece umutlarımızı yitirmesekte hayallerimiz, umutlarımız, düşlerimiz üzerinde bazen kara bulutlar dolaşmakta. Bu arada bu yazıyı yazarken arka fonda Manga dan ''Bitti Rüya'' şarkısı çalıyor.
Bir kez gelmişsin bu saçma dünyaya /Olanları unutmak çok zor, inan bana /Sevdiğin insan bile artık yalan söylüyor /Yaşadığın anılar acı vermeye başlıyor....
Yılın ilk günü neden bu kadar karamsar bir yazı halbuki başlık '' Yeni başlangıçlar mevsimi'' iken. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi memur emeklisiyim. Ülkede adalette yaşanan olumsuz yöndeki gidişat halen sürmekte. Hakkı, hukuku, adaleti evrensel değer ve normlardan sapmış bir ülkeyi maalesef iyi bir gelecek beklemiyor. Ülkenin hukuk alanındaki zikzakları zincirleme tüm kurumlarınıza olan güveni kaybetmenize ve ekonominizin çökmesi gibi sonuçlara yol açıyor. Bizlerde ülke insanı olarak bu durumdan can yakıcı bir şekilde nasibimizi alıyoruz.
Üniversite okuyan iki çocuğum. İntörn olmasına aylar kalan kızım, Fizyoterapi okuyan oğlum ve çocuklarının eğitimini finanse etmekte zorlanan 27 kûsur yıl ülkeye hizmet etmiş bir emekli baba yani ben. Çocuklarım iyi yerlerde okuyor bende sevgili eşimle emekli maaşımla farklı ülkelere seyahat edip gezip gören ve gördüklerini sizinle paylaşan bir emekli olabilirdim. Güzel, güzel seyahat yazıları yazıyor olabilirdim. Ama işte size yeni bir yılın ilk sabahın da ülkenin ve ülke insanı olarak bizlerin acı gerçeklerini yazıyorum. Delirmemek adına yazıya dökülen düşünceler. ''Deliler Ya da Delirtilenler Ülkesi'' yazımı da buradan okuyabilirsiniz.
Sevgili okuyucu böyle bir yazı için beni eleştirmessiniz diye umut ediyorum. Sayfamızın kuruluş amacını anlatırken (buradan bakabilirsin) şu ana kadar deneyimlediğimiz olayları ve yaşadıklarımızı paylaşmak istediğimizi yazmıştık. İşte ülkenin durumu ve bizler de bu ülkede yaşayanlar olarak hali pürmelalimiz. Bizi kıskanan avrupa ve emeklisi; ülke, ülke seyahat ederken biz de yeni bir yılın sabahında emekli maaşlarına yapılan artış bile açıklanmamışken böyle bir yazıyı kaleme almak zorunda kalıyoruz.
Ülkede safa, gönül şenliği, rahat, neşe ve zevk saray ve eşrafına; şükür, sabır, cefa emekliye, memura, işçiye, deprem bölgesinde binaları üzerlerine yıkılmış konteyner de çadır da yeni yıla giren ülkem insanına. Asgari ücretle çocuk okutmaya çalışan işçiye emekliye, ülkem insanına hayaller, yeni başlangıçlar mevsimi ve mucizeler dükkanı...
Ekmeğinden, aşından tasarruf etmeye mecbur kalanların ülkesi. Ülke insanının parasıyla kendi itibarlarından tasarruf etmeyenlerin ülkesi. Ekmek bulamayıp pasta yiyenlerin ülkesi. ''Ekmek Bulamıyorsak'' yazımı buradan okuyabilirsiniz. Gören körler, duyan sağırlar, duymazdan ve görmezden gelen çıkarcılar. Olanları sorgulamayan toplum. Deli gömleğini güle oynaya giymeye koşan köleliği özgürlük sanan halk...
Orhan Kemal de bu durumu şu sözlerle anlatır:
Ekonomi bozulursa önce ahlak bozulur, sonra insanlar, en son da toplum kanser olur. Ve her insan biraz karanlıktır. İyi insan olmak bazen çok zor olabilir.

Elhak yanlış düşünen biz miyiz? yoksa gidişatı görmeyen toplum mu? Eski kötüydü yeniye ne oldu? Yalnızmıyız? Belkide yalnızız. Bu gidişatta yönünü bulmakta zorlanan bizleriz.
Attila İlhan'ın şu cümlesi gibi :
"Yalnızım belki, belki ne yapacağımı bilmiyorum. Fakat kötü değilim. Sadece yaşamak zorlaşıyor ve birçokları gibi bir dümenini bulamıyorum.."
Hayatın karmaşasında, keşmekeşinde başımızı kaldırıp nefes almak, dertlerimizi geride bırakmak için; zorluklar, sıkıntılar, düşmeler aslında insanı sihirli bir dokunuşla hayata bağlayan yepyeni başlangıçlardır. Yeni başlangıçlar mevsiminde güzel ve güneşli günlerde mucizeler dükkanın da yeni yazılarımız da buluşmak dileğiyle...
Comentários