top of page
Yazarın fotoğrafıMustafa Bayram

Şeker Portakalı Yasaklı Kitap

Güncelleme tarihi: 21 Oca 2023


Şeker Portakalı İnceleme

Şeker Portakalı, içerdiği argo sözcükleri nedeniyle bazı kesimin çok eleştirisine maruz kalmış ve Milli Eğitim Bakanlığına okutulmaması için şikayet edilmiştir. Bakanlıkça okunması tavsiye edilen 100 eser listesinden kaldırılmış bir romandır bakınız CNNTürk Sonhaberler Hürriyet. Şeker Portakalı adlı bu romanı hiç okumayanların ya da yüzeysel okuyanların eleştirilerine aldanıp şimdiye kadar okumadıysanız eğer hayatınızda bir şeyler eksik demektir. Çünkü her insanın 5 yaşındaki Küçük Zeze’den öğrenmesi gereken bir şeyler var.


Portekizce ismi Meu Pe de Laranja Lima olan Şeker Portakalı, Brezilyalı yazar tarafından yazılan kült bir romandır. Jose Mauro De Vasconcelos, bu romanı 1968 yılında yazmıştır. Şeker Portakalı, beş yaşında olan Zeze’nin başından geçen olayları anlatır.

Brezilya’da yaşayan son derece yoksul bir ailenin çocuğu olan Zeze'nin hayal dünyası son derece büyüktür. Zeze’nin hayal gücü, gördükleri ve tecrübe ettiklerini yazan bu romanda yazarın kendi hayatından da kesitler yer alır. Yazarda tıpkı Zeze gibi yoksul bir ailenin çocuğudur. Güneşi Uyandıralım ve Delifişek adlı kitaplarla seri haline getirilen bu roman her yaştan herkese hitap eder. Portekizce yazılan kitap, birçok farklı dile çevrilmiştir. 2012 yılında ise filme çevrilmiştir.


ŞEKER PORTAKALI KONUSU

Roman her ne kadar Zeze üzerinden geçse de yazarın çocukluk yıllarından da birçok farklı anı barındırır. Özellikle çocukken yaşadığı duyguları, net bir şekilde bu kitaba yansıtmıştır. Şeker Portakalı kitabının ana olay örgüsü, günün birinde acıyı keşfeden küçük çocuktur. Ailesinden sürekli baskı gören Zeze acıyı erken yaşlarda tadan bir çocuğun acı ile nasıl bütünleştiğini ve yoğrulduğunu kendi gözlerinden ifade eder. Beklediği sevgiyi aile hayatında bulamayan Zeze, sevgiyi farklı şekillerde yaşamaya çalışarak sevgi açlığını dindirmeye çalışır.


Zeze karakteri son derece duygusal, akıllı ve meraklı bir çocuktur. Hareketli olması yanı sıra, sevgi arayışı hiç bitmeyen Zeze hayata kolay kolay küsmez. En küçük şeyde bile bir sevgi kırıntısı arar. Zeze hayal dünyasında kendine bambaşka senaryolar çizen, hayalleriyle yaşayan bir çocuktur. Ancak hayatında her zaman bir nokta bir şekilde eksik kalır.


Şeker Portakalı

ŞEKER PORTAKALI ANA FİKRİ

Temelde her çocuk sevgiyi arar ve ilgiye muhtaçtır. Ancak Zeze herhangi bir şekilde ilgi ve sevgiyi ailesinden görmez. Bundan dolayı başka maceralar içerisine atılarak eksikliğini duyduğu sevgiyi aramaya başlar.

Bu arayış bazı durumlarda onu olumsuz etkilese de Zeze asla bu yoldan vazgeçmez. İnsani ilişkilerde zorluk çeken Zeze, bir şekilde okuyuculara vazgeçmemeyi, hayal kurmanın güzelliğini, olayları sorgulamayı ve bir çocuğun kalbindeki naifliği en net şekilde gösterir.


ŞEKER PORTAKALI KARAKTERLERİ

Zeze kitabın baş kahramanıdır. Yoksul bir aileden gelmiştir. Şeker Portakalı kitabının asıl ana unsurudur. Ailenin küçük çocuğu olan Zeze, son derece hayalperest, maceracı ve umut dolu bir çocuktur.

Totoca, Zeze’nin abisidir. Son derece bencil bir yapısı bulunur. Bundan dolayı sürekli olarak dengesiz davranışlar sergiler.

Edmundo Dayı, yaşı büyük bir akrabadır. Ancak Zeze’ye ailesinden daha iyi davranır.

Jandira, Zeze’nin ablasıdır. Çoğunlukla kitap okumaya bayılır.

Gloria, Zeze’nin diğer ablasıdır ve ailede onu en çok seven kişidir. Ayrıca Zeze’yi birçok kişiye karşı korur.

Bay Arivaldo, sokakta şarkı söyleyen bir şarkıcıdır. Zeze’nin sessiz dostluklarından biridir.

Lal, Zeze’nin diğer ablasıdır. Zeze ile bir süre ilgilenmiştir.

Luis ise Zeze’nin en küçük kardeşidir. Aile tarafından son derece sevilen bir çocuktur.

Luciano, bir yarasadır ve Zeze onu çok sever.

Minguinho, Şeker Portakalı ağacıdır. Zeze onunla konuşur ve ağacın ona cevap verdiğine inanır.

Bay Paulo, Zeze’nin babasıdır. Son derece sorunlu biridir ve iş bulamaz.

Anne ise çalışır, bu yüzden herhangi bir şekilde hiçbir çocuğu ile ilgilenemez. Romanda arka planda kalır.

Manuel Valadares ( Portuga, Portekizli); Zeze’ye sevginin, yaşamın ve sevilmenin güzelliğini gösteren kişidir. Özellikle Zeze’nin kendine güvenmesine, sevgi dolu ve mutlu bir çocuk olması adına Zeze'ye olumlu anlamda katkısı olur.

Cecilia Paim, Zeze’nin öğretmenidir. Onun bütün yarmaz tavırlarına rağmen çok sever ve onunun özel bir çocuk olduğuna inanır.



ŞEKER PORTAKALI ÖZET

Zeze, geçim sıkıntısı çeken bir ailede yaşamaktadır. Annesi çalışmak zorundadır, babası da işsizdir ve ailenin maddi durumu daha da kötüye gitmektedir. Oturdukları evi terk edip yeni bir eve taşınmak zorunda kalırlar. Zeze bu durumdan mutsuz olur. Yeni taşındığı evin bahçesindeki küçük ve çelimsiz bir portakal ağacını kendine arkadaş olarak kabul eder ve bu ağaca isim takıp onunla konuşmaya başlar.


Zeze, günlük tutar gibi her gün gidip ağacın yanına yaşadıklarını anlatır ve ağacın da onunla konuştuğuna inanır. Roman genelinde Zeze’ nin iç sesi olarak yansıtılan ağaç konuşmalarına da yer verilmiştir. Zeze sürekli dayak yemeye alışmıştır ve ailesi tarafından fikri hiçbir zaman sorulmaz.


Kitabın en çarpıcı bölümlerinden biri Noel sabahında yaşanan iç üzüntüsüdür. Kimseden hediye gelmemesine dair yaşanan olayda Noel babanın varlığını sorgulamaktadır.


Diğer bir çarpıcı bölüm babasının neden işsiz olduğunu sorgularken ve bunu ablası ile konuşurken babasının bunu duyması ve dışarı çıkmasıdır. Kitapta bu bölüm hem baba açısından hem de 5 yaşındaki küçük bir çocuk açısından hayatın o ağır yükünü sanki okuyucu yaşıyormuş hissi ile mükemmel bir dille ifade etmektedir.

Bu olaydan sonra Zeze, hayatın yükünü küçük yaşında göğüsleyerek ayakkabı boyacılığı yapmaya başlar. Bütün gün çalışır ve kazandığı para ile babasının gönlünü alabilmek için babasının en sevdiği sigaradan alır. Babasının gözleri dolar ve böylece barışırlar.


Zeze, duygusal bir çocuk olmasına rağmen aynı zamanda da oldukça yaramaz bir çocuktur. Komşunun bahçesinden çiçek çalıp öğretmenine götürmesi, eczaneden çıkan kadını korkutup bebeğinin düşmesine sebep olması gibi büyük yaramazlıklar yapar. Bu yaramazlıklarının sonucunda sürekli olarak aile bireyleri tarafından şiddetli bir dayağa maruz kalır. Onun çektiği acı, yaptığı suçu okuyucunun gözünde meşru kılmaya yetiyor.


Mahallede çocuklar arasında yoldan geçen arabaların arkasına atlayarak gezip yaramazlık yapma alışkanlığı var. Zeze de bunu yapmak istiyor ama hiç kimsenin cesaret edemediği bir arabanın arkasına atlıyor. Bu adam da bölgenin en zengin adamıdır. İlk tanışmaları da bu adamın Zeze’ye vurması ile oluyor. Zeze bu hareketinden çok utanıyor ve ondan tokat yemesine çok üzülüyor, gururuna dokunuyor. Okula giderken farklı yollar kullanıyor. O, adamdan kaçarken adam Zeze’yi ayakkabı boyarken görüyor ve bu duruma çok üzülüyor. Aralarında yavaştan bir arkadaşlık başlıyor. Zeze, bu 50 yaşındaki adam (Portekizli) ile arkadaş olduktan sonra hayatı değişiyor.


Babasıyla yapmadığı ne varsa bu arkadaşı (Portekizli) ile yapıyor. Balık tutmaya gidiyor, geziyor, sürekli saygı çerçevesi içerisinde onun yanında sevildiğini hissediyor. Romanın yarısına yakın kısmı, Zeze’nin bu arkadaşı ile yaşadıklarını ve gelip Şeker Portakalı ile paylaşmasını, ağacın da onu merakla dinlemesi ve nasihatler vermesi üzerine kurgulanıyor.


Yazıda bu kısımdan sonra kitapla ilgili spoilerlar bulunmaktadır. Eğer kitabı okumadıysanız ve okumak istiyorsanız yazının bu kısmından sonrasını okumayabilirsiniz.


Zeze’nin babası bir gün iş bularak evine dönüyor. Aile maddi durumunu toparlarken bir gün evlerinin yanından yol geçeceğini öğreniyorlar. Geçecek yol sonucunda Şeker Portakalı ağacının kesilmesi gerekiyor. Zeze bu haberi duyunca yıkılıyor. Kestirmek istemiyor ve aile bireyleri tarafından gene dayak yiyor. Öldürülesiye dövüldükten sonra okula gidince ikinci yıkılma haberi, arkadaşının (Portekizli) kaza yaptığı ve hastaneye kaldırıldığı haberi ile oluyor. Çok ağır bir hastalık geçiriyor. Ailesi hasta olunca kendisi ile ilgilendiği için seviniyor.


Zeze, Portekizli’nin ölümüyle romanda unutulmaz bir acı tarifi ve betimlemesi yapıyor. Ailenin işleri düzene giriyor ve herkes mutlu oluyor. Fakat Zeze, hem Portekizli’ nin ölümüyle hem de Şeker Portakalı’ nın kesilmesi ile iki acıyı birden küçük yaşta kalbinde sonuna kadar yaşıyor. Artık Zeze nin çocukluğu ölmüştür ve kalbi hiç iyileşmeyecektir.


Okumadan yatamayanlar için yeni bir kitap ve Okur Yatar da buluşmak dileğiyle.

İyi kalın, iyilikle kalın.

okuryatar

留言


bottom of page